Waterfront

Saint John ‘un İki Yüzü

İzlediğim en güzel spagetti western filmi olan Büyük Sessizlik, alışılagelmiş bütün western kurallarını yıkar. Her şeyin başında, susuz kurak topraklarda gecen westernlerin aksine karlı, soğuk bir kasabada konu edilir. En önemlisi film mutlu sonla bitmez. “Biz bunu piyasaya böyle süremeyiz, Devamı…

Lunenberg

Halifax’ta ilkbahar

Yılların getirdiği öğrenilmiş alışkanlıkla beyin diyor ki madem günler uzamaya başladı o zaman artık havalar da ısınmalı. Ama hiç de öyle olmuyor. Nisanda kar yağması gayet beklenen bir durum. Zaten arabaların kış lastiklerini de mayısa doğru anca değiştiriyoruz. Bu anlamda Devamı…

Halifax'ta Kar

Halifax Dört Mevsim: Kış

“Noel alışverişlerinizi bitirdiniz mi? Ben hepsini tamamladım” dedi aile doktorumuz Deniz’i muayene ederken laf arasında. Kreşe başlayan her çocuk gibi Deniz de bağışıklığı kreş mikroplarına dayanıklı olmadığı için sıklıkla hastalanıyor biz de soluğu aile doktorumuzun yanında alıyorduk. Öyle ki kreşe Devamı…

Kanada Saglik

Kanada’da Sağlık

Muayenehanenin kapısına bir esnaf gibi dayanmış bizi bekliyordu. “5 dakika geç kaldınız” dedi tonton doktorumuz. O da bizimle aynı zamanlarda Liverpool’dan buraya göç etmişti. Şansıma reddit’te yeni bir kliniğin açıldığı bilgisini almış, ilandaki formu doldurarak daha Eda ile Deniz Kanada’ya Devamı…

önce , İlker tarafından
Halifax Sonbahar

Halifax’ta Dört Mevsim: Sonbahar

Renk skalası çemberinin yeşilden kırmızıya kadarki bütün renkleri yol üstünde önümde seriliyken bir kez daha Halifax’ta sonbaharın ne kadar keyifli; yazdan sonraki en güzel mevsim olduğuna ikna oldum. Eylül sonunda artık bizim için gelenek haline dönüşen Annapolis Vadisi gezimize giderken Devamı…

önce , İlker tarafından

Köln: Bir birahane şehri

Görünüşüne bakılırsa göçmendi. Somurtuk bir suratla ayakalarını sürüye sürüye geldi. Hiçbir şey demeden elindeki çelenk adı verilen, bizim kahvehanelerde çay taşımak için kullanılan tepsilerden iki bardak birayı masaya bıraktı. Bardak altlığına iki çizik attı ve gitti. Belli ki bu bizim Devamı…

Vinales – Küba (4.Bölüm)

“Hintliler kuru bir yaprağın içine birtakım kuru otlar koyup, huni biçiminde bükerek geniş ağzından tutuşturuyorlar, dumanını da dar ağzından içine çekiyorlar. Duman onları ya uyutuyor ya da sarhoş ediyor.Otun adına tabaco diyorlar. Haiti adasında bunu uygulayan bir takım İspanyollar gördüm, Devamı…

Havana – Küba (3. bölüm)

Havana eski şehrin dar sokakları arasında, kendimize salsa tınılarının yükseldiği ucuza karnımızı doyuracağımız bir yer arıyoruz. Evet, denildiği gibi Havana’nın her bir köşesinden canlı müzik yükseliyor çünkü bir yemek süresince çaldıkları müzik karşılığında Avrupalılar’dan 1 dolar bahşiş alan bu sokak Devamı…

önce , İlker tarafından

Trinidad – Küba (2. Bölüm)

Her ne kadar Eda otobüsün koktuğunu iddia etse de ben pek bir şey hissetmiyordum. Fazlasıyla, filtreli camın arkasından yolları izlemekle meşguldüm. Varedero’dan çıktıktan sonra geçtiğimiz köylerin çehresi değişmiş, tek katlı boyasız, çatıları alüminyum doğrama ile kaplı gecekondular, asfaltsız toprak yollar Devamı…