Yılların getirdiği öğrenilmiş alışkanlıkla beyin diyor ki madem günler uzamaya başladı o zaman artık havalar da ısınmalı. Ama hiç de öyle olmuyor. Nisanda kar yağması gayet beklenen bir durum. Zaten arabaların kış lastiklerini de mayısa doğru anca değiştiriyoruz.

Bu anlamda bir türlü gelmeyen ilkbahar Halifax’ta açık ara en can sıkıcı mevsim. Halen daha hava soğuk olduğu için dışarıda, hele ki bir bebek ile yapılabilecek aktiviteler sınırlı. Neyse ki Halifax epey çocuk dostu bir şehir ve düzenlemeler buna göre yapılmış. Bunlardan biri de kütüphaneler.

Halifax’ta Vakit Geçirilecek Kapalı Alanlar

halifax'ta ilkbahar

Hatfield Farm

Halifax’ta irili ufaklı 14 tane kütüphane bulunuyor. Halifax’ta ikamet edenlerin ücretsiz yararlanabildiği kütüphane üyeliği ile sadece basılı kaynaklarla kalmayıp Press Reader ve Kanopy gibi dijital platformlara da erişim izni sağlıyor. Yine de en güzel yani, kütüphanelerde çocuklar için bir oyun alanının olması. Hafta sonu soğuktan eve tıkalı kaldığımızda birkaç saatliğine çocuğu oylamak için harika bir yöntem.

1970’lerde Dalhousie Üniversitesinden bir profesörün bilimi küçük çocuklara sevdirmek amacıyla yola çıktığı proje zamanla gelişerek bugün Discovery Center halini almış durumda. Kar amacı gütmeyen bu kurumun bugünkü 4 katlı binasında enerji, sağlık, uçuş, okyanus gibi temaların işlendiği galeriler mevcut. Elbette 2 yaşındaki bir çocuk bunların hiç birini anlamadı ama çok eğlendiği kesin. Ha keza doğa tarihi müzesi de Deniz’in hayvan iskeletlerini gördüğünde “Oooo, vaaaa” tepkileri ile bir hafta sonunu geçirmeye değen bir yer.

Bu yaşında Deniz’in doğa farkındalığını artırmaya çalışıyoruz. Evimize hemen 10 dakika mesafedeki Hatfield Farm bunun için çok uygun bir yer. Karın durumuna göre atların çektiği araba ya da kızakla içlerine ulaştığımız çiftlikte hem hayvanlar var, hem de yine çocuklar için oyun alanı kurulmuş.

Halifax’a Yakın Gezilecek Yerler

Mahone Bay

Mahone Bay’in uc kilisesi

Havalar güzelleştiğinde ise Shubenacadie vahşi yasam parkı ziyareti hak eden bir yer. Eyalet tarafından işletilen park, vahşi yaşamda bir şekilde yaralanmış hayvanların tedavi edildiği, eğer mümkün olursa tedavileri sona erdiğinde tekrar doğaya salındığı bir park. Haliyle aslan gibi egzotik hayvanlar yerine daha çok geyik türevleri gibi Kanada’nın doğal vahşi yaşamında bulunan hayvanlar var.

Artık mayısa doğru geldikçe, aylardır kapalı yerlerde kalmanın etkisiyle, dışarıları gezme merakı zirveye çıkıyor. Bu doğrultuda yönümüzü Halifax’ın batısına çeviriyoruz. 3 numaralı eski yolun üzerinde fotoğraflamaya değecek bir çok köy, kasaba bulunuyor.

Bunların en ünlü olanı UNESCO Dünya Mirası listesinde de yer alan Lunenberg. Kıyıdaki renkli binalar bir eski Bergen havası verse de ne yazık ki bundan daha fazlası yok. Zaten Lunenberg ile ilgili genelde internette hep ayni denizden çekilen fotoğraflar var çünkü köyün içi pek de korunmamış. Bir Avrupalı gözüyle en azından araç trafiğine kapatmalarını bekleriz ki o da yok. Eğer burası Dünya mirası olacaksa, İtalya’nın bütün kasabaları çoktan bu listeye girmiş olmalı.

halifax'ta ilkbahar

Lunenberg

Yol üstündeki bir sonraki durağımız Mahone Bay. Koy kenarındaki bu şirin köyü, durak yapan ise, denizin kıyısına yan yana dizilmiş 3 tane kilisenin varlığı. Hemen sonrasında ise bir sayfiye mekanı olan Chester var. Burası artık koydaki tekneleri ile, hemen yani başındaki golf sahası ile, Halifax’tan kaçmış zengin emeklilerin, sayfiye köyüne dönüşmüş.

Yolun en sonunda ise küçük bir balıkçı köyü olan Peggy’s Cove yer alıyor. Burayı ünlü yapan ise koyun kayalık burnunda yer alan deniz feneri, Nova Scotia’nin en bilinen sembol yapısı. Bir bakıma buranın kız kulesi.

Peggy's Cove

Peggy’s Cove

Zor gecen kışın ardından gezmeyi hasretle beklesek de ilk bahar buraya geç geliyor Önce kapalı alanlar sonrasında da çevre kasabalar bu isteğimizi bir nebze gideriyor.

Kategoriler: Kanada

0 yorum

Bir yanıt yazın

Avatar placeholder

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir