Halifax Dört Mevsim: Kış

“Noel alışverişlerinizi bitirdiniz mi? Ben hepsini tamamladım” dedi aile doktorumuz Deniz’i muayene ederken laf arasında. Kreşe başlayan her çocuk gibi Deniz de bağışıklığı kreş mikroplarına dayanıklı olmadığı için sıklıkla hastalanıyor biz de soluğu aile doktorumuzun yanında alıyorduk. Öyle ki kreşe gidebileceği ilk 80 günün sadece 38’inde kreşe gidebilmişti. Kasım ayinin sonundaydık ve doktorumuz daha bir ay öncesinden Noel hediyelerini aldığını söylemişti.

Halifax’ta Noel

Halifax Noel Pazari
Halifax Evergreen Noel Pazari

Kültürel olarak bu Noel ‘çılgınlığını’ anlamamızın imkânı yok. Zira ne yılbaşı ne de dini bayramların bizde böyle bir karşılığı yok. Kasım ortasından ocak ortasına kadar yaklaşık 2 ay boyunca sürekli yanacak ışıklarla evlerin süslenmesi, Noel hediyelerinin daha bir ay önceden alınması bu donemi en çok para harcanan mevsim yapıyor.

Avrupa’da bu donemin en büyük keyfi Noel pazarlarını gezmek. Nitekim daha önce Viyana’da meydan meydan bu pazarların keyfini çıkarmıştık. Ne yazık ki Halifax için bu biraz hayal kırıklığı. Waterfront’ta kasımın son haftasından aralık ortasına kadar ki 3 hafta sureyle kurulan Evergreen Festival’de iki elin parmaklarını geçmeyecek sayıda hiçbir ise yaramayacak hediyelik eşya kioskları dışında pek de bir şey bulunmuyor. Oysaki gönül ister ki bir sıcak şarap içelim ama Nova Scotia kanunları sınırları belirlenmiş alan dışında ulu orta alkol tüketimine izin vermiyor.

Festivalin ayin 15’i gibi bitmesi tesadüf değil. Nitekim bu tarihlerde okullar ocağın 5-6’sina kadar tatile giriyor ve fiilen her taraf kapanıyor, is güç kalmıyor. İnsanlar Noel’i memleketlerinde kutlamaya gidiyorlar. Oturduğumuz apartmanda da yaklaşık bu tarihlerde bir Noel kutlaması gerçekleşti ve Deniz ilk defa bir Noel baba ile tanıştı.

Halifax’ta Konut Durumu

Apartmanda Noel Kutlamasi
Apartmanda Noel Kutlamasi

Türkiye’dekinden farklı olarak buradaki mutahitlik firmaları yaptıkları apartmanlardaki daireleri satmak yerine kiraya verip işletiyorlar. Evlerin içinde bütün mutfak beyaz eşyaları oluyor. Bazılarında apartmanın içinde çamaşır odası varken, biz özellikle dairenin içinde çamaşır makinesi olan bir yer aradık. Apartman merkezi ısıtmalı ve ısınma, su, sıcak su hep kiranın içinde. Ayrıca bir aidat ödemesi yok. Bizim bulduğumuz evin kapalı garajı, garajında bir deposu vardı. Uzun iki kanadına sağlı sollu dizilmiş tek cephe daireleri ve koridorlarının hali kaplama olması ile bir apartmandan ziyade bir otel havası vardı.

Daireler genel olarak bir ya da iki odalı oluyor. Üç odalı daireler çok nadir. Bunun en temel sebebi kiracı profili. Genel olarak ya bekarlar, yeni çiftler ev kiralıyor. Ya da artık çocukları evden ayrılmış dolayısı ile büyük eve ihtiyacı olmayan ve büyük evin bakımını da kaldıramayacak emekliler evlerini satıp onun faiz getirisi ile kiraya çıkıyorlar.

1960’larda otomobilin yaygınlaşması ile tüm Kuzey Amerika’da olduğu gibi burada da ailelerin şehrin dışında müstakil evlerde oturması oldukça yaygın. Artık belli bir gelir düzeyine erisen çiftler, aile kuracakları zaman sadece %5 peşinat ile 25 yıl mortgage’ın altına girip apartmandan çıkıyorlar. Hatta belirli bir gelirin altındaysa ve ev alacak peşinat dahi yoksa, devlet 10 yıl faizsiz kredi ile o peşinat için borç veriyor. Hatta geçtiğimiz yıl getirilen “ilk ev tasarruf hesabi” ile buraya yatırılan para da vergiden muaf tutuluyor. Maksat emeklilik zamanı gelene kadar barınma isinin çözülmesi.

Tabi bütün bu çalışmalar talebi kolaylaştırırken isin arz kısmı ise çok büyük problem. 2023 yılında Kanada’nın nüfusu 1.27 milyon kişi artarken yeni yapılan konut sayısı sadece 235 bin. 1980’lerin ortasına kadar federal devlet, TOKI gibi bir kurumla ev yapımına destek verirken, 1984’te göreve gelen Muhafazakâr Parti, “ev yapmak hükümetin görevi değil’ diyerek bu uygulamaya son verdi ve o tarihten beri arz, talebe yetişemediği için fiyatlar roket hızıyla artmaya devam ediyor.

Halifax’ta Kış Hazırlıkları ve Fırtınalar

“İstediğin zaman benim vagonumu kullanabilirsin” demişti Pat bana, garajının önünde duran eşya taşımaya yarayan el arabasını gösterip. Biraz küçük yerde yaşamamız biraz da yaş profili sebebiyle komşularımız genelde yardımsever insanlar. Bir defasında günler öncesinden uyarıları yapılan sağlam bir fırtına vurdu bizi. Böyle uyarılar yapıldığında marketlerde en çabuk tükenen urun cips oluyor. Atlantik Kanada’da “firtina cipsi” diye bir kültür var. Elektrikler kesilince insanlar cips yiyerek fırtınayı izliyorlar.

Biz de bir sure elektriklerin olamayabileceği riskine karşılık makarna salatası gibi soğuk yenen yemekler ya da ton baliği konservesi gibi bozulmayacak ürünlerle evimizi doldurduk. Nitekim elektrikler kesildi ve biz evimizde otururken Debby kapımızı çaldı. Sevgili komşularımız aşağıya jeneratör ile kamp ocağı kurmuşlar. Sıcak kuru fasulye yiyip kahve içmek için bizi davet ediyorlardı. Neyse ki biz şanslıydık elektriğimiz sadece 8 saat kesik kaldı. Yine de yerel hükümet, buzdolabındaki bozulan yiyecekler için $100’lik bir çek gönderdi.Halifax'ta KışBunun dışında Halifax’ın kışları, Kanada’nın geneline oranla daha ılıman. Çok daha az kar yağıyor. Zaten o kadar kara alışık değiller ki, 3 cm yer kar tutsun hemen okullar tatil ediliyor, alışveriş merkezleri erkenden kapanıyor. Tabi bu demek değil ki hava soğuk değil. Ocaktan nisana kadar -10, -15 gayet beklenen dereceler. Sıfır dereceyi gördük mü dışarıya yürüyüşe çıkıyoruz. 6 derecede “aa hava güzelmiş!” deyip Deniz’i parka götürüyoruz. Elbette zamanla soğukluk algısının değişmesi de bir etken ama daha ziyadesi ile bu havaya uygun giyinmek soğuğu çekilebilir kılıyor. Türkiye’de sadece kayak kayanların alacağı tipte montlar, botlar burada zaruri bir ihtiyaç ve fiyatlar da Türkiye’deki gibi lüks tüketim sınıfına girmiyor.

Yine de kıyafetler bile sokakların boşalmasını engelleyemiyor. Hele ki okyanustan gelen rüzgârın da etkisiyle kordon boyunda in cin top oynuyor. 6 tane üniversitenin olduğu bir şehirde en azından öğrencilerin kısa hayat vermesi lazım. “Sen yanlış yere bakıyorsun abi. Öğrenciler water front’ta değil, Argyle Street’te takılıyor” demişti bana barlar sokağını kastederek, Dalhousie’de okuyan bir öğrenci kardeşimiz. Yine de şehrin merkezindeki dükkânlar, hatta turist bilgi merkezinin 15 mayısa kadar kapalı olmasını hala aklim almıyor.

Halifax’ta Hokey Kültürü

Mevsimin en önemli aktivitelerinin başında elbette kış sporları geliyor. Bir Mont Tremblent ya da Whistler olmasa da Halifax’a 45 dakika ve 2 saat mesafe uzaklıklarda iki kayak merkezi günü birlik git-gel için oldukça ideal. Ayni şekilde, Halifax belediyesinin işlettiği Oval, kişin açık hava buz pateni pistine dönüştürülüyor ve Halifax’ta oturanlara ücretsiz paten kiralıyorlar. Yine de Kanada ve kış deyince akla gelen tek bir spor var: Hokey!

Nasıl ki Türkiye’de sokakta çocukların top oynaması gibi bir kültür varsa burada da aynisi hokey için aynisi geçerli. Goller buz tuttuğu anda çocuklar patenlerini kapıp soluğu gölün üstünde alıyorlar. İlgi bu kadar yüksek olunca da profesyonel hokeyci sayısının çok olması da kaçınılmaz. En üst düzey hokey ligi olan NHL’deki oyuncuların yarısı Kanadalı. NHL’in Kobe Bryant’ı seviyesinde sayabileceğimiz Sidney Crosby de Halifax’ın bir mahallesi olan Dartmouth doğumlu.

Halifax’ın profesyonel hokey takımı Moosehead de Kanada Hokey Ligi’nde oynuyor ve maçlarını 12 bin kişilik salonda oynuyor. Halifax’ta bulunduğumuz iki yıl içinde bu salonda iki önemli organizasyon oldu. Moosehead ligde finale kaldı ve Dünya Gençler Hokey Şampiyonası 20 yıl aradan sonra Halifax’ta oynandı.

Noel'de Hokey
Noel’de Hokey Turnuvasi Gelenegi

Saatleri Deniz’in uyku saatlerine uyduğu surece sıklıkla maçlara gittik. Sanırım buzun üstünde oradan oraya kaymaları, sürekli bir aksiyonun olması ve balık kraker, patates kızartması, portakal suyu rutini ile bebeklikten itibaren dikkati dağılmadan iki devre rahatlıkla maçı izleyebiliyor. Halifax’ın final maçına babam da denk geldi ve birlikte maça gittik. Ona maçı nasıl bulduğunu sorduğumda, “seyircinin bu kadar tutkulu olmasını beklemiyordum” dedi. Zira biz Avrupalıların bakış açısıyla Kuzey Amerikalılar, maçlara sosisli sandviç yiyip eğlenmeye gelen kişiler olarak görülüyorlar. Ancak söz konusu hokey olduğunda maçların büyük bir ciddiyet ile takip edildiğini, Tim Hortons’taki kahve dolduran yaşlı teyzenin bile muhabbet açmak için “dünkü maçı izledin mi?” diye sorduğunu söyleyebilirim.

Dünyanın hiçbir yerinde hokeye ilgi bu kadar yüksek olmadığı ve haliyle ilgi olmayınca para da etmediği için Uluslararası Hokey Federasyonu her sene düzenlenen Dünya Gençler Hokey Şampiyonası’nı organizasyonunu her iki senede bir Kanada şehirlerine veriyor. Noel’in ertesi günü başlayan ve 10 gün suren organizasyon tam da bahsettiğim bu tatil dönemine denk geldiği için Kanada’da büyük bir ilgi ile takip edilen bir tatil ritüeline dönüşmüş. 20 yıl sonra Halifax’a geri donen organizasyonda yeni süperstar adayı Connor Beddard önderliğinde Kanada altın madalyaya ulaşırken, biz de birkaç tribünden izledik.

Toparlarsak elbette kısa ve soğuk günler her yerde olduğu gibi Halifax’ta da daha çok eve kapanmaya yol açıyor. Hele ki Noel donemi in cin top oynuyor, dükkânlar kapanıyor. Yine de kısa has eğeleneler bir nebze teselli oluyor. Hem kış olmasa yazın değerini nasıl anlayabilirdik ki?

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top