Vinales – Küba (4.Bölüm)
“Hintliler kuru bir yaprağın içine birtakım kuru otlar koyup, huni biçiminde bükerek geniş ağzından tutuşturuyorlar, dumanını da dar ağzından içine […]
“Hintliler kuru bir yaprağın içine birtakım kuru otlar koyup, huni biçiminde bükerek geniş ağzından tutuşturuyorlar, dumanını da dar ağzından içine […]
Havana eski şehrin dar sokakları arasında, kendimize salsa tınılarının yükseldiği ucuza karnımızı doyuracağımız bir yer arıyoruz. Evet, denildiği gibi Havana’nın
Her ne kadar Eda otobüsün koktuğunu iddia etse de ben pek bir şey hissetmiyordum. Fazlasıyla, filtreli camın arkasından yolları izlemekle
Kalabalığın arasında rahatlıkla seçebilmiştim Osvaldo’yu. Tam da whatsapp profil fotoğrafındaki gibiydi. Siyah saçlı ama beyaz tenli, benimle aynı yaşta, benden
Türk pasaportumu gördükten sonra, “Erdoğan, good leader!” dedi Hurghada Havalimanı polisi. Bu yoruma nasıl yanıt vermem gerektiğini bilemedim. Zira, özellikle
“Siga Siga” dedi artık aylardır güneşin altında bulunmaktan yanakları domates kırmızısına dönmüş sarışın kız. Kendinden başkasını düşünmeyen, sadece kendi işinin
“Yavaş” dedi Eda, sol kapının üst tutacağına sıkı sıkı sarılmış halde. Hayatında ilk defa sağdan direksiyonlu, trafiğin soldan aktığı bir
Ikaria limanına varıp, feribottan indiğimizde limanın kafesinde bekliyordu bizi Dimitris. Türkiye’den direkt feribot olmadığı için Samos üzerinden Ikaria’ya gelmiştik. “Evdilos’a
“Bir dakika biletinize bakabilir miyim?” diye durdurdu bizi kontrolör. Sadece salonun yaş ortalamasından 50 yaş daha genç olmamız değildi göze